Like That

Burada her şey, parlak bir partiden sonra, ışıklar söndükten sonra, ama içeride müzik hala titriyor gibi geliyor. Ses sanki aynı anda hem kucaklıyor hem de çimdikliyor: gitmemesini istiyor, ama aynı cümlede bir daha böyle bir aşkın incitmesine izin vermeyeceğine yemin ediyor. Bu saf hüzün değil, daha çok yanık sonrası hissedilen sıcaklığa yakın bir şey - acı vereceğini bildiğin halde yine de elini ateşe uzattığın an.

Parça, sessiz bir ritim eşliğinde bir vahi gibidir: kendine, artık susmanın, beklemenin, ilgi için yalvarmanın yettiğini itiraf etmek. Ama yine de, birinin duyup durup, bu sefer yanında kalacağına dair küçük bir umut kalır.