KOLORY

Gece, sanki hikayeyi sonuna kadar düşünmeden uyuyamayanlar için özel olarak yaratılmış gibi. Havada benzin, tuz ve yakalanması zor bir tatlılık kokusu var. Şehir arka planda uğulduyor, ama içeride adrenalinle karışık bir sessizlik var. Orada bir yerlerde trafik ışıkları yanıp sönüyor, ama burada kendi ışıkları, kendi kuralları, eski BMW'nin salonundaki kendi kozmosu var. Her şey bir müzik klibinden çıkmış gibi: yarı gerçek, yarı hayal, ama güzel.

Bu durumda, bunun aşk mı yoksa sadece bedene sığmayan gençlik mi olduğu önemli değil. Önemli olan gitmek, fren yapmamak ve o kişi yanındaysa bu dünyayı gerçekten kapatabileceğine inanmak. Adını koyamadığın, ama hemen tanıdığın bir renk.