JAK SZALONY BYŁ TO CZAS

Havada bir tedirginlik var - içimizde bir fırtına koparken, dışarıda kendinden emin görünmemiz gerektiğinde hissettiğimiz türden bir tedirginlik. Sözler kısa devreden çıkan kıvılcımlar gibi uçuşuyor: keskin, gerçekçi, bazen fazla gerçekçi. Burada romantizmden bahsetmiyoruz - çıplak enerjiden, deri altındaki sinirlerden ve kendinle sonsuz bir yarıştan bahsediyoruz.

Dünya vahşi görünüyor, ama bu vahşilikte bir güzellik var - dürüstlükten doğan bir güzellik. Filtreler olmadan, hesaplamalar olmadan, “yukarıdan” izinler olmadan. Sadece, aksi takdirde boğulacağı için gürleyen bir ses. Ve her kıtada, almak istediklerini elde tutma çabası var: inanç, özgürlük, çılgın gökyüzünün altındaki yerleri.