MURAKAMI

Toz kokuyor, tatlım ve şüpheli derecede pahalı bir şey kokuyor. Güneş tepe noktasında, altında ise gözlerinde eşit miktarda risk ve memnuniyet olan bir genç. Kağıt paralar düşüncelerden daha derine saklanır ve etrafta iş konuşmalarının ve motorların sonsuz gürültüsü vardır. Dünya sanki saklayanlar ve arayanlar olarak ikiye ayrılmış gibi, ama bu düzenlemede her zaman üstte kalıyor. Ve sonra - aniden, övünme ve "etkileyici" bir şeyin ortasında - o belirir. Sigara, bir meydan okuma gibi. O, uğruna düzenlerin yıkıldığı ve kalbin benzin gibi yakıldığı kişi. Etrafındaki herkes hala parayı sayarken, o nefesler arasındaki saniyeleri sayıyor. Romantizm değil, tutku ve çılgınlık karışımı saf adrenalin oluyor. Aşkın duman koktuğu, tehlikenin ise neredeyse ev gibi olduğu o durum.