ENZO

Yolların ve geç saatteki uçuşların kokusu var - şehrin uykuya daldığı, ama içinde arzunun motorunun hala uğultusu duyulan uçuşların. Bu satırlarda, hayallerin peşinde koşmaktan gelen yorgunluk ve her şeyin boşuna olmadığına dair tatlı bir güven var. Bazıları milyonları sayarken, burada uykusuz geceler, ertelenen sözleşmeler ve “her şeyin hala önümüzde” olduğuna dair kendine verilen sözler sayılıyor.

Her satır, stüdyonun penceresinden neon ışığıyla parlıyor gibi - biraz soğuk, biraz yalnız, ama tüyler ürpertici derecede güzel. Aşkın mikrofona kıskançlık duyduğu, sessizliğin eleştiriden daha fazla sinir bozucu olduğu bir yerde. Henüz elmaslar olmasa da, her türlü altından daha değerli olan dürüst bir coşku var - çünkü aslında her şey bu coşkuyla inşa ediliyor.